Anlamsız Bir Anlam
Çok şey bağışladım ruhumdan, yıl be yıl cezası katlanmakta Zincirlendim, yağmurun habercisi tarafından ve de aç bir kuş her gün vücudumdan bir parça koparmakta, Ama asla pişman değilim verdiklerimden; aklım sürekli veremediklerimde. Hoş bir karşılaşmaydı bizimkisi, karanlık bir gecede rüzgarlar ağaçları kökünden koparıp, yinelenen düşünceler gibi döndürüyordu büyük bir sahnenin içinde. İkimiz de maskeli, yüzlerimiz belirsiz bir antik trajediyi simgeler; Ama gözlerimizdi konuşan, ilk anda gözlerini gördüğümden beri O ay gibi parlayan, lakin bir gün sönecek gözleri. Unutmadım değişimi, şimdilerde yakın Kayıp olan her şey bir mağarada saklı, ve de nesnelerin asimetrisi esrikliğime bağlı. Çünkü düşüncemin kalıpları, iki demircinin aptallığı, yine de damgalanmış yüzüme bakan; gözlerimi yakan, kollarımı saran, göğsümü yaran, hepsi bir yalan. Bir rüyaydı bizimkisi, asla bitmesi istenilmeyen ama ben zorundaydım atlayışı yapan olmak. Rüyadan gerçekliğe, esrikten ayığa. Çünkü fark etmiş